Sonuç Satmak vs. Süreç Satmak

Son zamanlarda diyetisyenlerde sıkça karşılaştığımız bir durum var:
Kendi hizmetlerini pazarlamak için hazırladıkları içeriklerde, reklam kreatiflerinde, hatta danışan hikâyelerinde hep aynı şey öne çıkıyor…
Sadece sonuç odaklı vaatler.

• “Sonuç odaklı diyet programları”

• “2 haftada x kilo ver”

• “1 ayda y kilo ver”

• “21 günde detoks tarifleriyle şu kadar kilo ver”

Bu vaatler kulağa güçlü geliyor olabilir. Ama aslında kırılgan bir strateji. Çünkü kısa vadede potansiyel danışanı kazanmak için işe yarıyor, fakat danışanı elde tutmak için yanlış bir yaklaşım.

Oysa sürdürülebilir büyümenin yolu bambaşka: Danışanı elde tutmak, memnuniyetini artırmak ve bağlılığını güçlendirmek.
Bunu yapan kişisel markalar, müşteri başı yaşam boyu değerini (LTV) yükseltir ve danışan akışını her ay yeni danışan almaya bağımlı bir sistemden çıkarabilirler.

Yeni danışan kazanmak, elde tutmaya göre her zaman daha yüksek maliyetlidir. Ama elde tutulan bir danışan, yıllarca sizinle kalır ve düzenli gelir sağlar.

Sözün özü: Sonuç satmak geçici bir çözümdür; süreç satmak ise kalıcı ve sürdürülebilir bir kişisel marka kurmak isteyenlerin tercihidir.

Batuhan - Diyetisyenlerin Medyası